Bir önceki yazımızda cümlede anlam konusunu işlemiştik. Cümlede anlam ilişkileri ise bu başlık altında incelenecektir. Cümlede anlam ilişkileri üç ana konuda derlenir. Bunlar kısaca;
- Cümlede belirtilen düşünceler
- Cümlede anlam ilişkisi
- Cümlede anlatım yöntemleri
A) CÜMLEDE BELİRTİLEN DÜŞÜNCELER
1) Cümlede Ana Düşünce
Bir cümleyi yorumlayarak çıkarılan durum ve yargıdır. Kısaca ana düşünce, yazıda verilmek istenen mesajdır.
Örneğin;
- Kayayı delen suyun gücü değil, damlaların sürekli olmasıdır.
cümlesindeki ana düşünce, bir amaca ulaşırken önemli olan, o amaç uğruna sürekli çabalamaktır.
- Dağa tırmanmayan, uzağı göremez.
cümlesindeki ana düşünce ise bir şeyi anlamak için onu daha geniş bir perspektif ile düşünüp anlamamız gerektiğidir.
2) Anlamdaş Cümleler
Anlamdaş cümlelerde, eş anlamlı kelimelerin ya da eklerin yardımı ile aynı yargı ve durum oluşur.
Örneğin;
- Çocuklar erken saatte uyumalıdır.
Yukarıda ki cümlerde çocukların erken uyumasının gerektiği bildirilmiştir. Bu durumda;
- Çocukların erken uyuması gerekir.
Yukarıda ki iki cümle birbirlerinin anlamdaşıdır.
Bir başka örnek;
- Kaliteli bir yazı için gereksiz betimlemeler kullanılmamalıdır.
- Gereksiz betimlemeler yazının kalitesini düşürür.
3) Anlamca Yakın Cümleler
Yargı ve durum yönünde birbirlerine yakın anlamlar içeren ve aynı sonuca ulaşan cümleler bu gruba girer. Bu tür cümleleri belirleyebilmek için “asıl anlatılmak istenen nedir?” sorusunu sorarız.
Örneğin;
- Hiç bir zaman yalan söylemem, bu nedenle insanlar bana her zaman güvenirler.
Bu cümlede anahtar sözcükler “güven” ve “yalan söylemek” tir. bu durumda “asıl anlatılmak istenen nedir?” sorusunu sorduğumuzda bulduğumuz cevap güveni sağlamak için yalan söylenmemesi gerektiğidir.
- İnsanların bize güvenmesini istiyorsak yalan söylememeliyiz.
Bu durumda yukarıdaki iki cümle birbirleri arasında anlamca yakın cümlelerdir.
4) Karşıt Anlamlı Cümleler
Birbirlerine anlamca ters olan, karşıt yargılara sahip cümlelerdir. Bu tür cümleler arasında anlam ve yargı olarak zıtlık mevcuttur.
Örneğin;
- Bu durumu çok yüzeysel olarak incelemişsiniz.
- Bu durumu en ince ayrıntılarına kadar değerlendirmişsiniz.
İlk cümlede durumun üstünkörü incelendiğini, ikinci cümlede ise durumun ayrıntılı bir şekilde incelendiği belirtilmiştir. Bu nedenle bu iki cümle birbirleri arasında karşıt anlamlıdır.
Başka bir bir örnek;
- Müzik hiçbir zaman eskimez.
cümlesini karşıt anlamlısı;
- Her şey gibi müzikte zamana yenik düşer.
B) CÜMLEDE ANLAM İLİŞKİSİ
1) Neden – Sonuç İlişkisi
Neden-Sonuç ilişkisi olan cümlelerde oluşan sonucun bir nedene bağlı olduğu görülür. Bu tür cümlelerde anahtar soru, cümlenin yüklemine sorulan “niçin?” sorusudur. Bu soruya karşılık “-dığı için” şeklinde cevap alınıyorsa bu cümlede neden-sonuç ilişkisi olur.
Örneğin;
- Cevap vermedim diye bana küsmüş.
(Niçin küsmüş? – Cevap vermediğim için)
- Elektrikler kesildiği için ders çalışamamış.
(Niçin çalışamamış? – Elektrikler kesildiği için)
- Yollar açıldı. Ulaşım başladı.
(Niçin başladı? – Yollar açıldığı için)
- Topa çok sert vurmuştu. Maçtan sonra bacağı ağrıdı.
(Niçin ağrıdı? – Topa çok sert vurduğu için)
2) Amaç – Sonuç İlişkisi
Amaç-Sonuç ilişkisi olan cümlelerde oluşan sonuç bir amaca bağlı olarak gerçekleşir. Cümleye sorulan “ne amaçla?” sorusuna -mek için şeklinde cevap alınır.
Örneğin;
- Sınavdan yüksek puan alabilmek için çok çalıştım.
(ne amaçla çalıştım? – sınavdan yüksek puan almak için)
- İş görüşmesine katılmak üzere Ankara’ya gitti.
(ne amaçla gitti? – İş görüşmesine katılmak için)
- Eğer dinç olmak istiyorsan erken uyumalısın.
(ne amaçla erken uyumalısın? – Dinç olmak için)
3) Gerekçeli Yargılar
Bu tür cümlelerde yargı, açıklaması ile birlikte verilir. Cümlede önce sonuç, sonra yargı gelir. Bu nedenle neden-sonuç tipi cümlelerin karşıtıdır.
Örneğin;
- Evden dışarı çıkamadım, son anda misafir geldi.
Bu cümlede evden dışarı çıkamamak sonuç, misafirin gelmesi ise gerekçedir.
- Oyunu alamadı çünkü oldukça pahalıydı.
Bu cümlede oyunu alamaması sonuç, oyunun pahalı olması ise gerekçedir.
- Sabahtan beri bir şey yiyemedim, fırsatım olmadı.
Bu cümlede ise bir şey yiyememesi sonuç, fırsatının olmaması ise gerekçedir.
4) Koşullu Bağlılık
Bir durumun gerçekleşmesini bir koşula bağlayan cümleler koşula bağlı cümleler olarak ifade edilir. Bu tür cümleleri tespit edebilmek için yükleme “hangi şartla?” sorusu sorulur.
Örneğin;
- Erken çıkarsan otobüse yetişebilirsin.
(Hangi şartla yetişebilirsin? – Erken çıkarsan)
- Sınavı geçerse babası ona bisiklet alacak.
(Hangi şartla alacak? – Sınavı geçerse)
- Askerliğini yapmadığı sürece kızı ona vermezler.
(Askerliğini yapması şartı ile izin verecekler)
C) CÜMLEDE ANLATIM YÖNTEMLERİ
1) Doğrudan Anlatım
Başka bir kişiye ait sözlerin değiştirilmeden, olduğu gibi aktarılmasıdır.
Örneğin;
- Ahmet ile konuştuğumda “Yarın akşama doğru buluşalım.” demişti.
Cümlesinde kalın yazı ile belirtilen cümle doğrudan aktarılmıştır.
2) Dolaylı Anlatım
Başka bir kişiye ait sözlerin, anlatan kişinin ağzından yorumlanarak aktarılmasıdır.
Örneğin;
- Ahmet bana yarın akşam buluşacağımızı söylemişti.
Bu cümlede, Ahmet’in söyledikleri, anlatan kişinin ağzından aktarıldığı için dolaylı anlatım yapılmıştır.
Not: Doğrudan anlatımda alıntı yapılan kişinin sözleri ek almadan direk aktarılırken, dolaylı anlatımda, cümle anlatan kişinin ağzından aktarıldığı için, yüklem, “-dı, -dığını söyledi, -dığını belirtti, -dığını anlattı.” şeklinde olur.
Cümlede anlam ilişkileri konusu burada sona eriyor. Bir sonraki konumuz olan paragrafta anlatım biçimleri başlığında görüşmek üzere, hoşçakalın.